"Inggh de bakiim, Inggh de çıksın"...


Yine aynı zamanlara dair hikayeler bitmez. Geçen zamana anlamak, nelerin değiştiğine inanmak gerçekten zor geliyor bazen bana.

Daha iki yüzyıl öncesine kadar insanlar, gripten, soğuk algınlığından yatağa düşüp, kitleler halinde kırılıyorlardı. Şimdi onlar hayatımızın olmazsa olmazları, AIDS, kuş gribi, ebola vs. de olmasa da olurları haline geldi. Şimdi de domuz giribi. Nedir domuz giribi bizimle ne alaksı vardır pek anlamadım. (Az çok biyoloji bilirim, o kadar da değil.)

Anlamadığım kısmı, neden bu kadar çeşitlendi ve ardarda gelmeye başladı, çaresini bulamadığımız bu kitlesel illetler. Bu insanı paranoyak yapar valla. Hem ardarda gelecek hem kitlesel olacak hem çaresi bulunmayacak. İnsanın aklına kötü kötü şeyler geliyor.


Bunu bir şekilde teknoloji denen nanenin ne pis bir illet olduğuna bağlardım ama başka zaman. Theodor abimin bir fikri vardı bu konuda. Bana çok mantıklı gelmişti. Bazı tekellerin hayatını sürdürebilmesi ve yine bazı 3. Dünya ülkelerinin bu şekilde daha kolay yönetilmesi için, böyle şeylerin gerekli olduğuyla ilgiliydi. Bir nevi ticaretin sürmesi durumu.(Acaba bir gün insanlar kitleler halinde sokaklara dökülüp "Yaşasın kapitalizm" diye haykıracaklar mı? çok merak ediyorum. Allahım inşallah o günleri görmem, yareppim, dinimiz amin.)


İster büyük devletlerin, ister büyük şirketlerin olduğunu düşünün arkasında. Onlar içinde mantıklı olan, önce derdin yaratılaması sonra da çarenin dayatılmasıdır. Bunun da arkasında böyle birşey olduğunu düşünmeye başladım.

Dikkat ettiniz
mi bilmiyorum, neredeyse 1 yıldır bu hastalığın adı geçiyor, tehlikelerinden bahsediliyor, bir allahın kuluda çıkıp bu sigortalıya, sigortasıza ne kadara mal olacak diye sormuyor. Söylentiler 500 ytl civarında olacağı bunun maliyetinin. Ha birde öncelikle kimlere yapılacağı konusunda da biraz düşünülsün istiyorum. Milletvekillerinin adı geçiyor nedense.(Öyle deme çok önemli iş yapıyorlar, onlar olmazsa biz, koyun sürüsü, valla birbirimizi parçalarız, düz yolda nasıl yürüyeceğimizi unuturuz.)

Türkiye'ye gelen aşının bir de burada test edilmesi meselesi var ki o aklıma daha da kötü şeyler getiriyor. Acaba hop diye ihaleye girip, bir işe yaramayacak bir ton ilaca bir ton para mı verdik acaba. Verdiysek neden acaba?

Son olarak da bununla ilgili şu an Almanya birbirine girmiş. İki farkı aşı türü var ve iki ayrı sosyal sınıfa bu aşılar yapılacak diye.(Sanırım sınıf ayrımı bu şekilde yok edilecek?)


Aşıya karşı biraz tepkiliyim açıkcası...


(Siz hala domuz bize haram mı değil mi diye düşünün, öte tarafta münkirle nekire sorarsınız. Ben nerede yanlış yaptım diye.)

0 kere laf edildi:

 
Related Posts with Thumbnails
© 2009 - Bir İnsanı Sevmekle Başlar Herşey.. | Free Blogger Template designed by Choen

Home | Top