Damardan Tüketim...

"- Bu arabaya gerçekten ihtiyacınız var mı?
"- Hayır yok ama istiyorum." (İstiyorum, istiyorum, istiyorum)

İhtiyacın yoksa neden istiyorsun ki. Bu kadar gereksiz olduğunu bile bile, işine yaramayacağını bile bile aynı zamanda senin akranlarının bunu yurtdışında yarı fiyatına aldığını bile bile. Bir de satıcının yaptığı tahminler ne kadar masumca. Dalgıçsınız, yiğenleriniz var vs. O araba ne dalgıç tüpü taşınıp dalışa gidilecek bir araba ne de kimsenin yiğeninin o bagaj dolusu, taşınması gereken oyuncağı olamaz. Saflığın sahtekarlığına sığınma çabaları. Art niyetin biz de olduğu yansıtması vs.

Artık klasikleşti. Aynı "Küresel Isınma" tekerlemesi gibi oldu "Tüketim Toplumu" lafı. Hala, klişe olmasına rağmen kalıcı ve açıklayıcı bir terim aslında.

İcatların yapılmaya başladığı ilk zamanlarda etrafta böyle gereksiz laflar dolaşmazdı. Üretilen herşey ihtiyaca göre şekillenir, üretim ve gelişim ihtiyaçtan doğardı. Şimdi ne oldu da böyle oldu. Teknoloji battı mı acaba? Giderek bilişim yüzsüzü bir toplum mu oluşmaya başladı, oluşturulmaya başlandı.

Reklamları takip ettiğiniz de hala, çoğu ihtiyaca yöneliktir. Daha iyi leke çıkaran ürünler, tasarruflu ve hızlı ev aletleri vs. Gelgelelim bu reklam sanırım bir şeylerin dönüm noktasını oluşturuyor.

Sanırım, artık üretilen malların ihtiyaç fazlası olduğu anlaşıldı, yine klişe bir deyimle "vahşi kapitalizm" bu malları elden çıkarmak için ve yeni lüzumsuz ürünlere bağımlılık yaratmak için başka oyunlara başvuruyor. Giderek sahte bir özgüven ve kontrollü bir şekilde değiştirilebilen bir estetik kavramını ortaya çıkarmaya başlıyor.

"İstiyorum" buna hakkım var ve kimseye birşey açıklamak zorunda değilim mesajını alttan alta pompalamaya başlıyor. Gaza gelen tüketici "istedim, aldım" sahteciliğinin içine çekilmeye başlıyor. Artık aldığınız malın iyi, işe yarar, gerekli olması gerekmiyor. Siz artık istediğini elde etmesi gereken ve hiç bir şeye, hiç bir kimseye hesap vermesi gerekmeyen birey rölünü oynamaya başlıyorsunuz.

Burada dikkat! Aynı rol size temel özgülüklerinizi kullanmanız hususunda verilmiyor. Kullanmak istediğiniz takdirde, demokrasi denen güçlünün seçme ve seçilme hakkı olduğu, elit yalanlar devreye giriyor.


İleride bu teknik de (yani sahte ve amaca yönelik özgüven pompolanması) artık çürümeye başlayınca tekrar ihtiyaca yönelik ürünler çıkarılmaya başlanacak. Ama hazır ol bunu sen öyle sancaksın! Mesela kolanın her derde deva olduğu yalanı tekrar ortaya çıkacak, biranın aslında göbek yapmadığı, sigaranın insan öldürmediği aksine ömrü uzattığı ve bir taşıtın aslında bir yere ulaşmak dışında bir çok işe yaradığı, bunlardan sadece birisi için bile almaya değer olduğu gibi.

Reklamcılığın ürün pazarlama konusunda ileri bir yaratıcılık tekniği olduğuna inanırım. Gelgelelim her çıkan reklam ve pazarlama stratejisine yönelik hayat şekillendirmeye başlarsanız, giderek bu tuzağın içine düşmeniz kaçınılmaz. Her reklamda çıkan şeyin gerekli olduğunu düşünmek (şu an için) hak verirsiniz ki gereksiz.

Algıda bir anlık kırılma ve ardından herşey sizin için toz pembe...

0 kere laf edildi:

 
Related Posts with Thumbnails
© 2009 - Bir İnsanı Sevmekle Başlar Herşey.. | Free Blogger Template designed by Choen

Home | Top