Zorunlu Seçmeli...

Doğduğun zaman normal olarak kimse sana soru sorma ihtiyacı duymuyor. İlerleyen zamanda kısmen sorulara maruz kalıp, beklenebilir cevaplar verebiliyorsunuz. Ancak bütün sorumlulukalar yüklendiği zaman, artık geri dönülmez noktya gelindiğinde başlıyor asıl sorular. Şu nedir, bu nedir, o neden böyle yapılır gibi en basitinden tutunda taki ölünce başınıza dikilen 2 melek arkadaşa, münkir ile nekire kadar...O saatten sonra da, o malum yerde tabii kendini savunamıyorsun. Ben böyle biliyordum, bana böyle öğretildiydi diye...

Anladığım kadarıyla orada bunu pek yemiyorlar. Bu tartışmaya noktayı koyan ve seni saf dışı eden nokta da özgür bir birey olduğun yada tanrı katında isen cüzi miktarda irade ve akıl verdikleri yani karar verme aşamasında muhtaç olduğun tüm kudretin aciz bedenindeki üstün ruhunda olduğu argumanı oluyor. O saatten sonra savun savunabilirsen. Meleklerin yada seni yargılayan diğer ölümlülerden pedagoji yada psikoloji eğitimi almış olmalarını öngörmen yada talep etmen de pek mümkün değil.

Seçimlerinizin çoğu aileniz yada bağlı bulunduğunuz topluluk tarafından yapılıyor. Bunların çoğu hayati de olabiliyor. Bu bahsettikleri "özgür" sıfatına layık görüldüğünüz de değiştirmek için fazla vaktiniz kalmamış yada vaktinizin geri kalanı değiştirmeniz yüzünden dışlanmakla geçiyor.

Konuştuğunuz dilden, inandığınız şeye kadar hatta popüler yazarların bile artık bahsettiği, en azılı kapitalist kafaların bile kabullendiği ne alacağınıza kadar seçimleriniz yapılmış durumda. Hatta bir ara memlekette modaydı "abi zaten bilmemkaç milyon lira borçlu doğuyoss, abi?" türü söylemler.

Aslında bir açıdan bakarsak cahil anne-babalar yada öğretmenler yada "kanaat önderleri" içinde oldukça pratik bir yol. Seçimlerinin önceden yaptırılması, aynı şekilde seçimleri önceden yaptırmak. Düşünmek zorunda kalmayıp, enerjinizi muhafaza etmiş oluyorsunuz. Bir de çocuğunuzun sorduğu " Annnaaa ben nasıl oldum?" yada " Buralarda bir yerlerde dedem olacaktı, nereye gitti o?" yada "Burada neler oluyoooor?" sorularına pratik bir şekilde cevap veriyorsunuz. Ne şiş yanıyor ne kebap, topu hemen ilahiyata bağlıyorsunuz. Normal olarak bilmediğiniz bir şeyi de anlatabilmeniz mümkün değil aynı zamanda bilmiyorsanız zaten öğrenmek zorunda da değilsiniz gibi oluyor.

Aynı seçme zorunluluğu şu Aleviler'e de dayatılmakta. Hoşgörüden bahsedilirken sanırım kendilerine hoşgörü göstermemiz bekleniyor. Biz böyle yapıyoruz ama mazur görün artık gibi. Kendi inançlarıyla ilgili resmi ve özgür bir biçimde bilgi alamayıp, çoğu yerde de hor görülme seviyesindeler.(İnançlarının ne olduğu, inanıp inanmadıkalrı beni ilgilendirmez sadece mevcut durumdan bahsetmeye çalışıyorum)


Ha ben tam bunu düşünürken, ne ayıp ne yanlış derken şu haberi gördüm ki, işte dedim tamam, olay budur. Otistik rahatsızlılığı olan küçüklere de beden eğitimi dersinden 1 saat feragat ettirilip, din eğitimi dersi koyulmuş. Bu devletteki uzun zamandır açtıkları diyanet kadrolarına yer bulamayınca artık yer yaratma durumu mu, yoksa gerçekten o çocuklardan bu alanda birşey mi bekliyorlar bilemiyorum. Biraz din fanatikliği gibi de geliyor, biraz da ortaçağı hatırlatıyor. Avrupa'da "deli" kabul edilenleri, içine şeytan girmiş endişesiyle eşek sudan gelinceye kadar döverlerdi, doğu tarafında da bildiğim kadarıyla tesirli dualarla bu işler çözülmeye çalışılırdı. Avrupa'da dayaktan ölen "deli" için şeytan kazandı, yapabilecek herşeyi yaptık, modern din bu kadar ilerledi deyip gönderirlerdi, doğuda da sanırım bunun karşılığı günahı bolmuş olmadı, ne yaptıysak ikna edemedik demek. Acaba bu zorunlu dersin altında bu şekil bir sağaltım çabası da mı var? Seçimlerde birçok yerde "özürlü"lerin otobüslerle doldurulup oy verdirildiklerini duymuştum. Bilemiyorum.

Uzman görüşüne ve aklı başında olan herkesin görüşüne göre beden eğitimi dersi, olayları soyutlaştırma sorunu yaşayan, odaklanmada problem yaşayan, dünyayı bildiğimizden farklı algılayan bu çocuklar için daha yararlıymış.

Ne beklendiğini anlamış değilim bu çalışmadan anlayan varsa anlatsın? Her yol dine mi çıkar? Ol ya da olma ama ne olursa olsun inanan ol mu? Zaten tanrı katında onlara günah yazılmayacağı söylenmiş? Yoksa o da mı hikaye?...

(Zorunlu seçmeli kavramını anlayamamakla birlikte anladığım kadarına hep gıcık olmuşumdur...)


0 kere laf edildi:

 
Related Posts with Thumbnails
© 2009 - Bir İnsanı Sevmekle Başlar Herşey.. | Free Blogger Template designed by Choen

Home | Top