Yerin mi Dar? Ne Var?..


Hapishane sisteminin olmazsa olmazları ve aynı sebepten dolayı olmamaları gerektiğinin en büyük nedenlerindendir insani koşulların olmaması. İşlediği suçtan daha büyük bir suçla cezalandırmaktan başka bir şey değildir. Hapishaneler birer zorunlu empati yuvasıdır. Gel gelelim devletin bulabileceği yegâne çözümdür de aynı zamanda. Usulsüzlüğü tartışmak için devlet sistemini tartışmak gerekir ki akıl fikir sabredemez çoğu zaman buna.
Her neyse sorun o değil. Bu ülkede birçok kişi ceza evinde yatmakta. Arada bir insani koşulların olmadığını da duyuyoruz. Dikkat çekmek gerekir ki birçok insan diyorum. Bir mahkûmun da evet insani koşullarının olması gerekir ama bu koşullar altına acaba bir televizyon, rahat bir koltuk, geniş ve havadar bir oda, güzel yemekler kısacası bir otel konforu girer mi merak ediyorum. Ya da “insani koşullar” giderek bir bahane mi olmaya başlıyor.
Kopan yaygarayı biliyorsunuz. İmralı’daki zevat, oda biraz daha geniş değil diyerek yaygara koparmaya başladı, zaten sürüklenmeye hazır olan topluluklar da azıcık bir ittirmeyle insan hakları temsilcisi kesilmeye başladı. Kral dairesi açılsaydı bari. Bu nasıl bir mahkûmiyet, ufak bir hırsızlıktan hapse girenlerin koşullarına bakın birde binlerce insanın ölümünden sorumlu tutulan, anayasada ne kadar suç varsa çoğunu işleyen, bırakın işlemeyi bunların bayrak taşıyıcılığını yapan adamın koşullarına bakın. Bu kadarı genel bir insan hakları saygısızlığı olmuyor mu? Malum parti adına temsil ettiğinizi söylediğiniz kitlelerin saflığından yararlanmak olmuyor mu? Haklarını aradığınızı söylediğiniz kitlenin tarafınızdan sürüye dönüştürüldüğünü fark etmiyor musunuz yoksa bilinçli olarak mı yapıyorsunuz? Kaldı ki çözümün odak noktası o zevat ise bu amaçla kurulan parti ve parti başkanının ne anlamı kalıyor.
“Paşama”, 15 cm daha eksilince dar gelmiş yattığı yer. Saçmalamayın beyde yok rahatı daha ne istiyorsunuz. Bunun dahası zaten özgür bırakmak olur. Arada bir de dışarıya salın dolaşsın falan. Af edersiniz arada bir de kadın gönderelim olmadı… Kaldı ki bu iş biraz kralcılığa benziyor, daha önce görülmüş mü ki bu “demokratik” partinin başka birisi için bu hakkı istediği, ya da herhangi bir demokratik istekte bulundukları. Amacı belli olan bir parti kendileri ne derse desinler. Buna kendileri yol açtı. Tek söylemi bunun üzerine kurulu olan bir partinin ne kadar demokratik olmasını bekleyebilirsiniz ki? Bu arada kapanması söz konusu. Aynı şekilde kendi “demokratik” haklarını savunan iktidar partisi acaba bu konuda ne karar verecek. Onlarda kendi krallıklarını dayatmaya devam mı edecekler, yoksa yine kendi “demokrasileri” adına toplumun vicdanına aykırı gitmeye devam mı edecekler? (Dün yediğimiz hurmalar giderek anlamlı olmaya başladı…)
Mahkûmiyetin anlamı yaptıklarından ders almasını sağlamaktır. Yaptıklarından zevk almasını sağlamak değil. Kaldı ki bu istekler odak noktası olarak gösterildikçe ve devlet tarafından karşılandıkça bu adamı ve ardındaki illegal güruhu ve yaptıklarını legalleştirme noktasına gelir ki yapılmak istenen de budur. Umarım politika bunlara kurban edilmez. Her ne kadar aksinin olacağını düşünsem de (içimden bir ses öyle diyor, içimdeki seslerinde sorumlusu ben değilim) olmamasını umarım. Yamayarak ayakta tutmaya çalıştığınız devlet o zaman dikiş yerlerinden nasıl patlıyor o zaman görürsünüz.

0 kere laf edildi:

 
Related Posts with Thumbnails
© 2009 - Bir İnsanı Sevmekle Başlar Herşey.. | Free Blogger Template designed by Choen

Home | Top