Kurban Olam...

Yine geldi çattı kurban bayramı. Bir takım mecburi işlerden dolayı, blog için uzun sayılabilecek bir zamandır bir şey yazamıyordum doğru düzgün. Şunu fark ettim ki haberleri izlerken fazlasıyla ağzım bozuluyor. O zaman iyi kötü bir şeyler söylemem lazım diye düşündüm.

Malum ortalık kan gölüne dönmüş. Hala anlayamadığım nokta neden hala kurban sistemi devam ediyor. Eskilerin tanrılarını, ritüellerini bunun için terk etmedik mi biz. Ha o zamanlar insan kurban ediyorlardı ve bu bizim tanrılarımıza benzer tanrılar için değildi, diye düşünüyor olabilir bazıları. Eğer böyle düşünüyorsanız tebrikler siz bir tür faşistisiniz. Ne demek bu, şu demek kısaca, insan o kadar yüce o kadar ulu o kadar akıllı diyorsunuz ki ondan adak olmaz ondan cellat olur, yeri gelir yargıcı da avukatı da o olur. Hiç mantıklı gelmiyor değil mi?
Başka tanrılar diyorsanız eğer onlara da saygı duymanız gerekir. Tıpkı kutsal bir kitapla gönderilmeyen diğer peygamberler gibi. Onların da amacı aynıydı. Tanrıları mutlu etmek. Tanrıları her ne kadar bize mantıksız gelse de (ki bu misyonerliğin altında yatan nedenlerden birisidir).
Hadi onu da geçtim. Bir tanrı neden kan dökülmesini istesin. Muhtemelen bu soruyu klişe olarak her nevi muhaliften duymuşsunuzdur. Hadi diyelim ki, (bir an için bunun kesin bir gerçek olduğunu düşünerek) İbrahim peygamber oğlunu kurban etmek istedi. O şevkle ve inançla, tanrı onu son anda kurtardı bu yaptığını iyi kalpli bir davranış olarak kabul etti, kafi gördü ama kesmesine razı olmadı ve bir kurban gönderdi. Neden o anlık bir şey olarak kalmadı da bu ritüelleşti. O İbrahim peygamberin yaşadığı bir durumdu neden herkes üzerine alındı da bunu gelenekselleşti.
Her ne kadar İslamiyet kendinden önce gelen bütün ilahi peygamberleri kabul etse de İbrahim İslam peygamberi değildi bildiğim kadarıyla (yanlışsam düzeltin). Nasıl İsa peygamberin veya Musa peygamberin ritüellerini dinimize uygun görmüyorsak bunu neden gördükte klasikleştirdik. Bu içimizdeki vahşilikten mi kaynaklanıyor acaba.
Eğer öyleyse 1500 yıllık bir öğreti hiçbir işimize yaramamış. Hala aynı yerde öğrenmeye çalışan, “gelişmekte olan bir toplumuz”. Amaç bu vahşeti durdurmak değil miydi? Ha bu duygu doğal bir duygu, insanların rahatlamasını sağlamak için bu kurban töreni yapılıyor diyenleri duydum. O zaman, mademki doğal bir takım suçlar yerine ve zamanına göre hoş görülmeli mi demeliyiz?
İlla hayır yapacağım diyorsan, ki birçok kişinin bahanesi budur, bende bir çok kişinin klişesiyle cevap vereyim. Yılın bir günü değil her günü yap, kan dökerek değil yardım ederek yap. Çoluğu çocuğu bundan uzak tutmak ne işe yarayacak, bu gelenek yüzünden ileride onun da senden farkı olmayacak ki.
Bunun yanında kesim şekillerine, törenlere hiç girmiyorum bile. Hepiniz izlemişsinizdir. Bu iş çığırından çıktı gibi artık. Et yemeyecek miyiz? Evet yiyeceksiniz. Bildiğim kadarıyla gebe hayvanlar ya da anne statüsünde olanlar kurban olarak kabul edilmiyor. Ama doğal olan bu değil, yaşlı ve üreme üretme potansiyeli olmayanların tüketilmesidir. Doğa da olan budur. Ha ağzımızın tadı bozulmasın süt kuzu, süt oğlak yiyelim değil mi? Böyle türün gelecek kuşağını da etkileyen bir kıyım başka nerede görülmüştür, görülmüştür de karşı çıkılmamış mıdır acaba?
Sağolsun haberler bütün gün bunlarla dolu. Çoğu zaman doğru düzgün bir şeyler göstermeye korkan, gösterdiğini de yarım yamalak, unutturarak gösteren haber bültenlerine de malzeme çıkıyor. Oh bu günü de haberle doldurduk Allaha şükür mü diyorlar nedir. Ciddi bir şeyin üzerinde fazla durulmaz, ıvır zıvır olduğu zaman uzun uzun gösterilir. Ne güzel. Sanki bir şey yokmuş gibi haber bültenlerine kamera şakaları, sempatik kedi köpek görüntüleri ekleyenler oldu, hatırla.
Burada hayvan hakları savunucusu gibi görünmek istemem, öyle de değilim zaten. Temel canlı hakkına inanırım, doğanın dengesine falan filan. Her seferinde insanın kendi kibirinin farkında olmayıp, ona yenilip bir şeyler altüst ettiğini görüyorum. Kendi amaçları için, inanışları için sırf farklı olduğu için, işin içinde kutsallık olduğu için (yerli soykırımlarını, Güney Amerika halklarını hatırla, oralara gidenlerde kraliçe ve tanrı adına gittiler). Biz artık doğanın bir parçası değiliz. Bunu aklımızı bu tür işlere kullanmaya başladığımızdan beri bıraktık. Aklıma hep şu geliyor ister istemez, insan bir asalaktır, doğayla birlikte yaşamayan, içinde olamayan sadece onu sömüren bir asalak.
Afiyet olsun…

0 kere laf edildi:

 
Related Posts with Thumbnails
© 2009 - Bir İnsanı Sevmekle Başlar Herşey.. | Free Blogger Template designed by Choen

Home | Top