Klasikleşen 50 film Sahnesi...

Empire sinema dergisini eminim sinema tutkunarı biliyordur. Türkiye'de de bir süre yayınlanıp sanırım yayından kalktı. İngiltere menşeili bir dergi, bildiğiniz üzere. 1989 yılından beri piyasada. E bu kadar uzun sayılabilecek ömrü olan dergi de sanırım, belirli bir okuyucu kitlesine sahip, tutarlı bir dergidir. Kalıcılık, özellikle medya sektöründe, belli bir saygınlıkta getiriyor beraberinde.

Her yılda "en iyi film", "en iyi oyuncu", "en iyi senaryo" ve "en iyi görüntü" gibi alanlarda anketler düzenleyip yayınlıyor. Her ne kadar böyle anketlerin güvenirliğinden şüphe etsemde filmlere bakınca, bana adilmiş gibi geldi.


Şimdi de "klasikleşen 50 film sahnesi"ni seçmiş ve yayınlamış. Çoğu izlediğiniz filmler ve görünce hak vereceğinize inandığım filmler.


Akira


1988 yapımı bir animedir, bilen bilir. Vakti zamanın da Hollywood sinemalarında gösterime girmiş ve büyük bir etki yaratmıştır. Japonya'nın, dünyaya açılmasını sağlayan, anime-manga kültürünün giriş kapısıdır. Aynı zamanda tamamı el çizimi olup, tamamlanması 8-10 sene sürmüştür.





Alien


Unutmak mümkün değildir benim açımdan. Zira ilk izlediğimde baya bir aklımı almışlığı vardır. Aynı zamanda serinin birkaç filmini saymazsak bilim-kurgu adına temel taşlardan birisidir. 1979 yılın da çekilmiştir.







Casablanca


Biraz daha eski bir film. Kimi için sıkıcı denebilir. 1942 yapımıdır bu eser. II. Dünya Savaşı sırasında Almanların elinden kaçan bir adamın Casablanca macerasını anlatır. Film-Noir (Kara Film) denilebilir bir bakıma. Filmi unutsanız bile her filminde devamlı sigara içen Humphrey Bogart efsanesini unutamazsınız.




A Clockwork Orange (Otomatik Portakal
)


Film izlediğini iddia edip de izlemeyen var mıdır şu dünyada bilemiyorum. Hikayesini Burgess'den alan, yönetmenliğini de efsaneler arasında yer alan Kubrick'in yaptığı, 1971 yapımı bir sistem eleştirisidir. Fazla söze gerek yok.







Star Wars (Yıldız Savaşları)


Bu filmin girmemesi hayret verici olurdu. Dünyada milyonlarca fanı varken, hem sinema adına hem fantastik bilim-kurgu adına kapıları aralayan bir yapıttır. Hikayesini bilmeyen yoktur. Bir George Lucas klasiğidir. Aynı zamanda, kişisel olarak hikayeyi nasıl bağladı diyerek kulaklarını çınlattığım kişidir.





The Exorcist


1973 yılında çekilen, akılları baştan alan bir filmdir. Bir çok filme ilhan kaynağı olmuş, devamı geldikçe gelmiş, hatta ülkemizde de "Şeytan" adı altında bir "karamizah" uyarlaması da çekilmiştir. Korku sinemasının klasikleşen ve klişeleşen örneklerindendir.






Old Boy (İhtiyar Delikanlı)

Kimin ahını aldın dedirtecek bir intikam hikayesidir. 2003 yılında Chan-wook Park bizlere kazandırmıştır. Bir üçlemedir aslında. Diğer filmlerinin (Sympaty of Lady Vengeance, Sympathy of Mr. Vengeance) bu kadar etki yapıp yapmadığını bilemiyorum. Sinemasal yanı dışında çekicin nasıl kullanıldığını da cümle aleme göstermiştir.




Psycho (Sapık)


Sinematarihinin olmazsa olmazlarındandır. Gerilimi klasikleştiren ve bana göre "al da at" dercesine kuramını ortaya koyan Alfred Hitchcock 1960 yılında armağan etmiştir bu filmi. Filmden sonra filmin yıldızı olan Anthony Perkins uzun süre etkisinden kurtulamamış, akabinde psikolojik tedavi görmüştür bir süre.







Geri kalan 42 film karesi için buraya tıklaman senin içinde hayırlısı olur. Bende şimdilik bu kadar.

0 kere laf edildi:

 
Related Posts with Thumbnails
© 2009 - Bir İnsanı Sevmekle Başlar Herşey.. | Free Blogger Template designed by Choen

Home | Top