Midnight Express
Yönetmen: Alan Parker
1978
Yayınladığı zaman da, yayınlandıktan yıllar sonra da tartışma konusu olmuş, milletce tepki gösterilmiş bir film. Bunu temcit pilavı gibi, tekrar tekrar insanın önüne getirmenin anlamı yok ama kısaca değinmek istedim.
Amerikalı bir gencin, Türkiye'den uyuşturucu kaçırırken yakalanması ve Türk hapishanesinde başından geçenleri anlatan bir film. Başından geçenler ne peki? Türlü işkence ve insanlık dışı muamele. Israrla kurtulamıyor, yıllarını bu hapishanede acı çekerek geçiriyor ve sonun da kaçmayı başarıyor. Önemli olan orada geçirdiği süreç. Filmin konusu buna dayanıyor.
"Midnight Express"in çok tepki çekmesinin nedeni de bu. Hatta son zamanlarda İsrail-Filistin savaşını konu alan TRT dizisi "Ayrılık" ile karşılaştırıldı bir empati kurulması istendi. İsrail ile ilgili dış ilişkileri somut olarak çökertten olgulardan biri olduğu söylendi.
Gelelim film hakkındaki kişisel yorumlara. Hiç de milliyetçi duygulara sahip olmamama rağmen beğenmediğim bir film "Midnight Express". Hep iyi filmleri mi tanıtacağım. Hayır. Hapishaneler de işkence yapıldığını, bazı polis memurlarının haddinden fazla tepki gösterdiğini yalanlayacak, görmezden gelecek halim yok tabii ki. Şimdi bile örneklerine rastlayabiliyorsunuz. Sanırım alıştığımız bir mesele haline geldi, ne tepki ne dikkat çekiyor.
Öncelikle filmin bir karalama projesi olduğu açık. Yönetmen belki bu filmi hiç kaygısı olmadan, en içten duygularıyla çekti ama dışarıdan öyle görünmüyor. En azından Türk hakimlerinin ve gardiyanlarının biraz Türkçe konuşmasını beklersiniz. O da yok. (Gerçi kimsenin adalet sistemimizden bir "kuşkusu" yok değil mi?)
Şaka bir yana, filmler de her ne kadar aşırı sahneler kullanırsanız, o film o kadar gerçekmiş gibi görünmeye başlıyor insanların gözüne. Gerçek olduğu derecede de inandırıcı ve güzel sayılıyor, sinema adına. "Midnight Express" de bu formülün arkasına sığınıyormuş gibi geldi bana.
Her neyse efendim izleyin görün. Tavsiye ediyor muyum? Evet. Beğendim mi? Hayır. İzleyin kararı siz verin...
Yönetmen: Alan Parker
1978
Yayınladığı zaman da, yayınlandıktan yıllar sonra da tartışma konusu olmuş, milletce tepki gösterilmiş bir film. Bunu temcit pilavı gibi, tekrar tekrar insanın önüne getirmenin anlamı yok ama kısaca değinmek istedim.
Amerikalı bir gencin, Türkiye'den uyuşturucu kaçırırken yakalanması ve Türk hapishanesinde başından geçenleri anlatan bir film. Başından geçenler ne peki? Türlü işkence ve insanlık dışı muamele. Israrla kurtulamıyor, yıllarını bu hapishanede acı çekerek geçiriyor ve sonun da kaçmayı başarıyor. Önemli olan orada geçirdiği süreç. Filmin konusu buna dayanıyor.
"Midnight Express"in çok tepki çekmesinin nedeni de bu. Hatta son zamanlarda İsrail-Filistin savaşını konu alan TRT dizisi "Ayrılık" ile karşılaştırıldı bir empati kurulması istendi. İsrail ile ilgili dış ilişkileri somut olarak çökertten olgulardan biri olduğu söylendi.
Gelelim film hakkındaki kişisel yorumlara. Hiç de milliyetçi duygulara sahip olmamama rağmen beğenmediğim bir film "Midnight Express". Hep iyi filmleri mi tanıtacağım. Hayır. Hapishaneler de işkence yapıldığını, bazı polis memurlarının haddinden fazla tepki gösterdiğini yalanlayacak, görmezden gelecek halim yok tabii ki. Şimdi bile örneklerine rastlayabiliyorsunuz. Sanırım alıştığımız bir mesele haline geldi, ne tepki ne dikkat çekiyor.
Öncelikle filmin bir karalama projesi olduğu açık. Yönetmen belki bu filmi hiç kaygısı olmadan, en içten duygularıyla çekti ama dışarıdan öyle görünmüyor. En azından Türk hakimlerinin ve gardiyanlarının biraz Türkçe konuşmasını beklersiniz. O da yok. (Gerçi kimsenin adalet sistemimizden bir "kuşkusu" yok değil mi?)
Şaka bir yana, filmler de her ne kadar aşırı sahneler kullanırsanız, o film o kadar gerçekmiş gibi görünmeye başlıyor insanların gözüne. Gerçek olduğu derecede de inandırıcı ve güzel sayılıyor, sinema adına. "Midnight Express" de bu formülün arkasına sığınıyormuş gibi geldi bana.
Her neyse efendim izleyin görün. Tavsiye ediyor muyum? Evet. Beğendim mi? Hayır. İzleyin kararı siz verin...
0 kere laf edildi:
Yorum Gönder